30 Aralık 2010 Perşembe

3 in 1 :))

Bir kumral,bir esmer ve bir sarışınla 2010'a veda etmeye ne dersiniz?

Aşk ve Ceza dizisinin karizmatik ağası Savaş Baldar yani Murat Yıldırım...
Hayranlık derecesinde olduğum,orada ki karakterini,duruşunu,tarzını çok beğendiğim Murat Yıldırım 2010'a veda ederken favorilerimiz arasında yerini aldı Stiletto'da.Dizide ki karakterinden sıyrıldığında Stiletto'daki ünvanını kaybetme ihtimaline karşı yine de 2010'un yakışıklı kumralı karizmatik ağamız :)


Başka bir diziden Deli Mustafa olarak tanıdığımız Engin Akyürek son dönemin tutulan dizisi Fatmagül'ün Suçu Ne de Kerim karakteriyle karşımızda.Önceleri hırçın halleriyle hayranı olduğum Engin Akyürek,yer aldığı bu dizide oldukça sakin,efendi bir karakter sergiliyor.Ve oldukça da duygusal :) Stiletto'nun esmer yakışıklısı 2010'da Engin Akyürek oluyor :)


Ve o hemen hemen çoğu dişinin gözdesi:)Çapkın gülüşü,etkileyici fiziği,bakışları,ses tonu hele hele Aşk-ı Memnu'da ki inanılmaz performansıyla tahtını kadın dünyasına inşa eden Kıvanç Tatlıtuğ :) Sarışın erkeklerden pek hoşlanmadığımı yakın çevrem bilir,varsa yoksa esmerdir gözdelerim ama bu sarışın Kıvanç Tatlıtuğ ise orada bir u dönüşü söz konusu olabilir :)) İşte Stiletto'nun sarışın yakışıklısı;sanırım sadece 2010 a değil gelecek yıllara da damgasını
vuracak olan Kıvanç Tatlıtuğ  :)


Herkese Mutlu yıllar...

28 Aralık 2010 Salı

ikibin on kırmızı don :)

Yılbaşı gecesi kadınların uğur getirsin diye giydikleri kırmızı iç çamaşırı (don:) çılgınlığını bilmeyen yoktur. En azından kendi adıma bu güne kadar bir kaç defa hediye aldım bir defa da bana hediye edildi :)
Uğuruna inanıyor muyum..elbette hayır ama giymekte de sakınca görmüyorum :)
bu tarz şeyler basit küçük eğlenceler mutluluklar için zaten..
1956 yılında amerikalı bir iç çamaşırcının elinde yığınla kırmızı çamaşır kalmış ve onları bir şekilde satmak için böyle bir kampanya uydurmuş işin aslıda bu..bir deli kuyuya taş atmış anlayacağınız :)
çok şık/şirin minik kutu yada paketlerde satışa sunulan kırmızılardan alıp samimi espriden anlayan arkadaşlarınıza hediye edebilirsiniz..
keşke bir anket yapıp o gece türkiye'de kaç kişinin kırmızı olduğunu bilebilseydik :))
a..yılbaşı gecesi hiç kırmızı don giydiniz mi?
b..asla giymem diyenlerden misiniz?
c..hediye eden olursa giyerim diyenlerden misiniz:)))

26 Aralık 2010 Pazar

Bulaşık makinenize parlatıcı yerine..

Bulaşık makinenize parlatıcı yerine, yine parlatıcı gözüne elma sirkesi koyabilirsiniz. Sirke doğal bir parlatıcıdır. Denenmiş ve onaylanmıştır :)
Kimyasal parlatıcı son durulama ile birlikte tabak ve çatalların üzerinde kalıyor ve haliyle çok zararlı.
Ayrıca makinemizin güzel kokması için hazır kokular almak yerine sıktığımız limonların kabuklarını makinenin uygun yerlerine bırakırsanız yıkama sonunda doğal bir limon kokusuyla karşılaşacaksınız :)
benden söylemesi..

18 Aralık 2010 Cumartesi

Doğum günün kutlu olsunnnnn!



Bugün, ortağım, arkadaşım, bazen kardeşim, bazen çocuğum gibi hissettiğim  ama en çok da dört senedir dostum olan Aylin'in doğum günü..ilk defa bu sene yaş olarak büyüdüğünü hissediyorum :)
Bir gün ona doğum günü pastası yapmayı umuyorum ve yan yana beraber kutlamayı :)
sağlıklı mutlu geçireceğin yeni bir yıl diliyorum..
ve, büyü de gel çocuk büyüde gel, hadi o yolları yürü de gel diyorum :)



15 Aralık 2010 Çarşamba

Kadınlar her zaman çok şey istemezler :)

 Sanılanın aksine çok şey istemeyiz, ufak şeyler mutlu eder bizleri :)
mesela son günlerde benim olmasını istediğim üç şey var..
ilki yine son zamanlarda çok moda olan ve bence tırnaklarda harika duran lacivert oje..en kısa zamanda bir tane edineceğim..
 Diğeri kar tanesi biçiminde bir kolye..bunu ciddi anlamda istiyorum. Aslında uzun zamandır var aklımda. Beyaz altın olanları 200 ile 600 tl arasında (ortalama) gümüşleri ise 30 tl civarında.
kışı çok seven ve bir kış kadını olan ben bunu zevkle takabilirim :) hatta benim olduktan sonra boynumdan hiç çıkartmayabilirim..
ne kadar şık öyle değil mi?
 ve sonuncusunu hafta sonu avon katologunda gördüm..avondan bir kaç göz kalemi ve ruj dışında bir şey almadım. aldıklarımdan da memnun kaldığımı söyleyemem. Göz kalemi allerji yaptı. Neyse ama bu sefer alacağım, bir çanta :)
çok hoşuma gitti. yaklaşık olarak 50*28 ebatlarında..biraz büyük gibi dursa da bence çok hoş. hem ben büyük çantaları tercih etmişimdir . içi kırmızı..bu önemli bir detay benim için..ayrıca dışında takıp çıkartılabilen saten bir fiyonku var. ocak ayına girmeden sipariş vermem lazım. fiyatıda kampanya dahilinde yuvarlak hesap 28 tl. çok hesaplı. Beğendiyseniz aklınızda olsun..
işte şimdilik hepsi bu :) bunlar kendim için harika yılbaşı hediyeleri olabilir..

13 Aralık 2010 Pazartesi

Vintage Tarzı


Vintage'in kelime anlamı bağ bozumu demek ancak günümüzde eski tarz anlamına geliyor. Bir kıyafetin vintage olması için belli bir dönemi yansıtması gerekiyor. Aslında sadece kıyafette değil mobilyadan aksesuara kadar geniş bir yelpazede vintage tarzı..
Burada bu tarz eldivenleri paylaşmak istedim, gerçekten çok hoşlar.
Son yıllarda patlama olmasına rağmen ben hep nostaljik giyinmeyi sevmişimdir. Gelinliğim dahil 60 lı yılları yansıtmıştır.
Hali hazırda şu an senelerdir kullandığım annemin iki üç kazağı 2 adet portföy çantası ceketi beresi bluzu ve kemerleri var. On beş sene kadar önce bunlar artık işe yaramaz diye attığımız güzelim ayakkabı çanta hırka ve elbiseleri düşündükçe içim sızlıyor :) unutmadan bir kaç tane de filiz akın hülya koçyiğitin filmlerinden kalma tarzda kapri kol degaje yaka diz üstü elbisemiz var :)
Başka bir zaman bendeki eşyaları paylaşacağım..
Günümüz modasında vintage kıyafetler modern aksesurarlarla zenginleştiriliyor, belki böylesi daha iyi..
Bir elli sene sonra da şu anda giydiğimiz dar paça düşük bel kotlar, topuklu bilekten yarım çizmeler tekrar moda olur. Yeni kalan eşyalarımızı saklayalım kızlarımıza :)
Vintage'li günler dilerim :)

6 Aralık 2010 Pazartesi

5'i bir yerde çayı ile zayıflayalım

Mate yaprağı: Tüm dünyada obezite tedavisinde kullanılan mate çayı, yağ emilimini engelleyerek vücuttan su atımını kolaylaştırıyor. Her yaşta insanın rahatça kullanabileceği bitki, iştahı kapatarak zayıflamaya yardımcı oluyor.

Yeşil çay: Son yıllarda kullanımı bir hayli artan yeşil çay, vücutta biriken toksinleri atarak sindirimi kolaylaştırıyor.

Funda yaprağı: İyi bir böbrek çalıştırıcı ve idrar sökücü olan yaprak, bu özelliğiyle zayıflamaya yardımcı oluyor.

Biberiye: Yağ eritici ve hazım kolaylaştırıcı bu bitki, vücutta biriken toksinleri atarak ideal bir kiloya kavuşmanızı sağlıyor.

Kekik: Halk arasında yaygın olarak kullanılan kekik, sindirimi kolaylaştırarak vücuttaki fazla suyu atarak kilo vermenizi sağlıyor.


Bir ayda 5 kilo kadar verdiriyormuş. Tabi bu vücut kütlesine ve fazlalıklara göre değişir 10 kilo kadar verenlerin yorumlarını da okudum.
Ben bu sabah başladım hatta şu anda içiyorum :) Herhangi bir tatlandırıcıya gerek yok tadı fena değil..
Aç karnına içilmesi tavsiye ediliyor.

1 litre kaynamış suya yukarıda ismi yazılmış olan bitkilerden bir çay kaşığı atılıyor 10 dakika bekliyor sonra süzülüp içilecek.
hazır paketlerde satılanları da var ama aktardan açık şekilde alıp kendimizin hazırlaması daha mantıklı geldi bana. Süzme işiyle vakit kaybetmek istemezseniz bir tülbentin içine otları koyup o şekilde de sıcak suya bırakabilirsiniz..
Yanı sıra yürüyüş ve egzersiz ve tabiki boğazı biraz tutmak gerekiyor :)

Öyle bir milletiz ki ne yesek içsek de kilo versek derdindeyiz :)
yememeyi düşünmek yerine zayıflarken bile yiyip içmeyi düşünüyoruz :))
gelişmeleri buradan paylaşmaya devam edeceğim..
var mı eşlik etmek isteyen?

3 Aralık 2010 Cuma

Bakır kızıl'a ne dersiniz?


Daha önce saçlarını hiç boyatmamış, bu konuda oldukça tecrübesiz aynı zamanda zor beğenen biri var karşınızda :)
Beyaz tenli ve koyu kestane tonunda saç rengi var ve eğer gözünü karartırsa bu tonlardan birine geçiş yapacak :) Kızıl zor bir renk denir her zaman aynı zamanda iyi bir kuaför bulmak da..
ilk resimdekini oldukça beğendim yakışacağını da düşünüyorum ama ilk etapta daha koyu bir tonla mı başlamak gerekir? sanki üçüncü resim başlangıç için daha iyi ne dersiniz?
Bakır kızıl sevdim bunu, şimdi tek eksik olan cesaret ve akılcı öneriler :)

2 Aralık 2010 Perşembe

ah, biz kadınlar II :)

Bu kadar karmaşık olmak zorunda mıyız :)
Oysa erkekler otomatik vites gibiler bastık mı dümdüz giderler..Bir şeyin ortası yoktur onlarda ya evet ya hayır ya vardır ya yoktur ya gaz ya frendir :)
Bizler ise, devir almamız bir dert hava durumu yol durumu ayrı derttir. Ottan kuştan etkilenir kafamızda hep kırk tilki döner, her şeyin en ince ayrıntısına kadar planladığımız gibi olmasını isteriz..zamanla yarışır, zamana güvenmez hiç bir şeyi zamana bırakmayız..
Kaçan bir çorap, bulunamayan küpenin teki, arabanın benzin işaretinin yanıp sönmeye başlaması hepsi derttir..(kendi adıma:)
kısaca kadınlar yola çıktıkları an vardıkları yerde park yeri bulup bulamayacaklarını düşünürken, erkekler için böyle değildir, onlar park etmese de olur yolun ortasında bırakıp giderler :)
bu park meselesini hayatla da ilintileyebiliriz..
keşke bizler de karnımız tok elimizde tv kumandasıyla dünyanın en mutlu insanları olabilsek :))